Mykonos Gezi Rehberi | Vizesiz Yunan Adaları Turu

Aslında Mykonos turu için hazırladığım bu kısa notlarda, eğlence adasının derlenmiş halini bulabilirsiniz.

Vizesiz Yunan Adaları turumuzun ilk uğradığı yer olan Mykonos, gerçekten gözleri kamaştıran ve heyecanı tavan yaptırdığı bir rota! Cruise gemileri, Mykonos‘un 20 dk mesafe uzaklığındaki yeni limana yanaşıyor. Bu mesafe aslında yürünebilir gibi gözükse de, düzgün bir yolu olmadığı için çok fazla tavsiye etmiyoruz. Yeni liman ile şehir merkezine yakın olan eski liman arasında, gemiden düzenli bir şekilde (kişi başı 8€ karşılığında) shuttle kalkıyor. 2 gün boyunca kullanma hakkı verildiği için shuttle pass alarak eski limana hareket ediyoruz.

Eski liman aslında küçük teknelerin ve yatların bulunduğu kısım. Ayrıca Super Paradise ve Paradise Beach Club ile yerel otobüslerin uğradığı bir nokta. Buraya geldiğinizde otobüs duraklarındaki hareket saatlerinin fotoğrafını çekmeyi unutmayın.

Eski limandan Mykonos şehir merkezine doğru yürümeye başlıyoruz. Gözünüzde çok fazla büyütmeyin, buradaki en uzak mesafe 15dk uzaklıkta. Ve o kadar keyifli ki, nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile!

Şehir merkezine doğru yürümeye başlayın. Güzel taverna ve balıkçıların arasından geçip biraz daha ilerleyin. Sağ tarafınızda ilk halk plajını da geçip, asıl liman bölgesine gelin. Buradaki keyifli kafeleri geçtikten sonra asıl “town” kısmına gelin. İşte sizi buraya çeken, o beyaz mimarisiyle büyüleyen sokakların arasındasınız!

Burada kendinizi kaybetmeden ilerleyin, 3-4 dk sonra yel değirmenlerinin orasındasınız! Çok mu farklı, çok mu estetik? Hayır, tabii ki de değil. Fakat, o an çok büyülü! Yel değirmenlerinin orada oturup biraz etrafı izleyin, Mykonos’u keşfe çıkın! Biraz aşağıda yan yana kafeler göreceksiniz. Dar, sahil şeridine sıkışmış. Gün batımına yakın oradaki kafelerden hemen bir yer kapın! Çünkü dünyanını en güzel gün batımları arasında yer alan Little Venice sizleri bekliyor.

Little Venice ismini Venedik’e benzetilmesinden alıyor. Buradaki kafelerden bizim tercihimiz Caprice of Mykonos oluyor. İç mimarisi de, gün batımındaki efsanevi frozenleri –10€ civarında–  hala tadı damağımızda! Gün batarken burası iyi kalabalıklaşıyor. Hele Japonlar yok mu 🙂

Gün batımında sonra acıktığımızı fark ederek, Mykonos sokaklarında kaybolmaya başlıyoruz. Maviler, kırmızılar, hafif tonlu sarı ışıklar… Her yerde çok güzel butikler, şık restoranlar ve inanamayacağınız kadar frozen yoğurt dükkanı! Sanırsınız yoğurdu Yunanlılar bulmuş, çok başarılı!

Gözünüzün kestiği, içinizin sindiği bir mekanda yemek yiyebilirsiniz. Alaçatı gibi gözüken adada her şey çok etkileyici. Bizler biraz gezindikten sonra Niko’s Taverna‘ya geçiyoruz.  Burada mezeler gerçekten leziz, balıklar çok güzel, ortam çok keyifli (merak edenler için fiyatlar uygun sayılır; 20cc Uzo 7€ , su 1€, karides 8€, ana yemek 9€ ).

Yemekten sonra barlar sokağı olarak tabir edebileceğimiz, Tünel ya da Tomtom sokağından daha büyük bir alandan bahsediyoruz. Mykonos‘taki meşhur Skandinavian Bar, Bubbles Bar, Montparnasse – The Piano Bar, Scarpa Bar gibi yerlerin hepsi burada yer alıyor. Bizler gitmeden önce Tripadvisor’dan bütün noktaları çıkartıp iyi olanları tek tek toplamıştık. Fakat mekanların hepsi yan yana olduğu için orada bu notlara pek de gerek duymadık. Tarzınıza en uygun neresiyse ya da o akşam nerede parti varsa oraya gitmeniz yerinde olacaktır.

Geminin limana geç yanaşması, yemek, turlamaca, gün batımı derken biraz yorulup kendimizi sessiz bir yere atmak istiyoruz. Bu saaatten sonra ki tek kriterimiz WiFi!  Mykonos‘ta gittiğiniz her yerde ücretsiz internet bulmanız zor. Bu yüzden bizler yat limanı tarafında hem güzel hem de ücretsiz interneti olan bir yer ararken karşımıza Music Cafe çıkıyor. Oldukça sempatik çalışanların olduğu kafeyi ertesi akşam da tek geçiyoruz.  (merak edenler için güzel yerel şaraplar 4€, ana yemek 7€, tatlı 5€ vb).

Gün biterken yorgunluk üzerimize çöktüğü için eski limana kadar 5dk yürüyüp, sonrasında shuttle ile yarınki plaj maceramızı düşünerek gemiye geri dönüyoruz.